Bol Soğanlı Börülce Ninnisi

Yöreden yöreye sözleri değişiklik gösterse de melodisi ve duygusu hep aynıdır ninnilerimizin. İçimizi ısıtan, bizi çocukluğumuza götüren sımsıcak eğlenceli bir ninni.

[lyte id=”CDWZLmDwwsY” /]

KADİFEDEN PANTOLON MASALI

Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, pire berber iken, ben dayımın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, aşağıdan gelir bir ses hem de ne ses…’ Tutun da, vurun da’ diye bir gürültü kopmaz mı? ‘Eyvah, dedim. Yandık! Şimdi bunlar susmazlar, dayımı da uyutmazlar’ Yüz ayak merdiveni bir çırpıda atladım, vardım geldim aşağıda ne var diye baktım. Bakmaz olaydım da görmez olaydım… Var bir sürü kuru kalabalık, hepsi birbirinden ayık! Nereye gidiyorsunuz böyle? Diye sordum birine, dedi ki ‘Masal dinlemeye’…’kim anlatır masalı’ dememe kalmadı, bir peri aldı beni kanadına, uçurdu götürdü masal diyarına… Bu diyardan size de var bir masal, buyurun dinleyin ey güzel çocuklar…

Zamanın birinde, küçük kasabanın birinde kendi halinde yaşlı mı yaşlı bir nine yaşarmış. Bu nine çok görmüş geçirmiş bir nine imiş. Her zaman söyleyecek bir lafı, yapacak bir işi olurmuş. Kendisine gelen gençlere öğütler verir, misafirliğe gelen çocuklara da ninniler söyler, masallar anlatırmış. Ninenin öyle güzel sesi varmış ki, bu nineye gelen her çocuk ninenin söylediği ninniden sonra hemen uyurmuş. Yaşlı ninenin adı çıkmış ya kasabada, minik bebeğini kapan herkes soluğu bu ninenin kapısında alırmış. Nine de her birine ayrı bir ninni uydurur, her çocuğu uyutarak gönderirmiş.

Günlerden bir gün genç bir kadı gelmiş kucağında minik bebesi ile. Kadının yüzünden düşen bin parça. Yaşlı nine sormuş kadına:

Yaşlı Nine: ‘Kızım, neden suratın asık böyle?’

Genç kadın neredeyse dokunsan ağlayacak. Hemen cevap vermiş görmüş geçirmiş bu nineye:

Genç Kadın: ‘Neden asık olmasın a nineciğim. Benim bu oğlan öyle bir oğlan ki, ona aldığım hiçbir pantolonu giymiyor, ille de kadifeden olanı giyiyor. E bizim de durumumuz belli. Hep kadifeden pantolon alamayız ki ona! Dersin ki minik bebe, ne anlar kadifeden. Ama başka pantolon giydirdiğimde başlıyor ağlamaya. Aman nineciğim, görmüş geçirmiş nineciğim! Sen bulursun bunun çözümünü, bir yardımcı ol bana.’

Yaşlı nine şaşırmış. Böyle bir minik çocuk daha önce ne görmüş ne de işitmiş. Minik çocuğu kucağına almış. Başlamış ona güzel bir ninni söylemeye:

‘Dandini dandini dan ister
Bey babasından don ister
Basmadan beğenmez oğlum
Kadifeden don ister’

Genç kadın ninenin uydurduğu ninni karşısında gülümsemiş. Minik çocuk da gülümsemiş. Yaşlı nine, ninni bittiğinde eğilmiş minik bebeğe, başlamış kulağına fısıldamaya:

‘Sen güzel bebek, akıllı bebek,

Ne diye üzersin anneni boş yere.

Sonra çok istersin anneni yanında,

Ama kar etmez bak sonra.

Üzme anneni boş yere,

Sonra pişman olursun ama nafile.’

Yaşlı nine minik bebeğin kulağına birkaç dua okuyup onu güzelce üflemiş. Genç kadına minik bebeği verirken genç kadına da tembihlemiş:

Yaşlı nine: ‘Güzel kızım, genç kızım. Şimdi sen kadife pantolondan başka pantolon giydirdiğinde yine ağlayacak bu minik bebek. Ama sn dayan, biraz sabret. Baktı gördü sen değiştirmiyorsun; ağlaması duracak, alışacak yeni pantolonuna. Biraz sabır kızım…’

Genç kadın o anda fark etmiş ki, minik bebeği ağladığı gibi dayanamayıp hemen değiştiriyormuş pantolonu. Oysaki sihir de keramet de biraz sabretmekmiş. Sabredip çocuğun alışmasını beklemekmiş.

Genç kadın o gün yaşlı nineden güzel bir ders öğrenmiş. O günden sonra minik bebeği de bir-iki kez ağladıktan sonra bakmış ki faydası yok bütün pantolonları giymeye başlamış.

Gökten üç elma düşmüş, üçü de sabır edenlerin olmuş…

Yorum Bırakınız