Çiftlikteki Hırsız Hikayesi

ÇARESİZ HIRSIZ

Eşref Ağa bir türlü küreğini yerinde bulamamış. “Hanım, hanım benim kürek nerede gördün mü?” diye eşine seslenmiş.

Eşi; “Her zamanki yerindedir Bey, daha dün oradaydı.”

“Yok hanım, yok. Ne yerinde ne de yakınında değil.”

“O zaman çocuklar almıştır. Salih, Yusuf, Ece gelin biraz yanıma çocuklar.”

Boy boy 3 tane çocuk annelerinin yanına koşarak gelmiş ve “Buyur anne, ne oldu?” diye sormuş. Anneleri;

“Dün ya da bugün oyun oynarken hiç kürekle oynadığınız mı?”

“Hayır anne.”

“Peki hiç gördünüz mü?”

“Görmedik anne.”

Anneleri kendi kendine konuşmaya başlamış. “O zaman nerede bu kürek, kimse gelmedi ki eve elıp gitsin.”

Çocukların en büyüğü olan Yusuf annesinin yanına gelip “Bir terslik mi var anneciğim.” diye sormuş.

“Babanızın küreği kayıp oğlum ama çiftliğimize bizden başka kimse gelmedi, nereye gitmiş olabilir.”

“Hırsız girmiştir anneciğim.”

Bahçenin diğer kenarında çiçekler ile uğraşan babası hırsız lafını duyunca, söze karışmış.

“Hiç öyle şey olur mı? Ne hırsızı? Küçük bir yer burası.” demiş.

“Evet küçük bir yer ancak bunun başka açıklaması yok babacığım. Birisi hem de tandığımız birisi bizim küreğimizi çalmış. Köyden biri olmalı ki köpekler ona bağırmamış. Hemen bu gece nöbete başlıyorum.”

Yusuf’un sözleri hem annesine hem de babasına mantıklı gelmiş ve gece nöbet tutmasına izin vermişler. Yusuf gece her yeri rahatlıkla görebileceği bir yere saklanmış. Aradan çok geçmeden bir gölge bahçeye girmiş ve bir şeyler aramaya başlamış. En son kenardaki gümüş tabağı almış. Tam gidecekken Yusuf karşısına çıkmış. Bahçeye giren hırsız yan komşuları olan Avni amcaymış. Avni Amca Yusuf’u görünce şaşırmış ve gözleri dolarak bahçeden uzaklaşmış.

Yusuf ertesi gün ailesine bir şey söylemeden doğruca komşularına gitmiş. Kapıyı en yakın arkadaşlarından olan Mehmet açmış. “Baban nerede Mehmet?” diye sormuş Yusuf.

“Şehire gitti.”

“Neden?”

“Bir gümüş tabak emanete verecek.”

Yusuf bu söze çok sinirlenmiş tam senin baban hırsız diyecekken son bir soru sormak gelmiş aklına.

“Ne yapacak o paralarla?”

“Anneme ilaç alacak.”

“Annene mi? İlaç mı?”

“Evet Yusuf, gelsene içeri annem çok hasta.”

Yusuf Mehmet’in dinleyip içeri girmiş. Yatakta halsiz yatan Emine teyzeyi görmüş.

“Babam bir yerden ödünç aldığı kürek ile anneme ilaç getirdi. Annem az iyi oldu ama şimdi daha fazla ilaç getirmesi lazım. Yoksa ölecek annem. Gümüş tabak ile daha fazla ilaç getirecek ve annem iyileşecek.” demiş.

Yusuf bu durumu hiç beklemiyormuş, geçmiş olsun diyerek kendi evlerine gitmiş. Çok üzülen Yusuf durumu ailesine anlatmamış. Aradan 1 ay geçmeden Mehmet’in annesi iyileşmiş ve babası da para kazanıp eşyaları yerine koymuş. Bu masum hırsızlık olayı da Yusuf ile Avni Amcası arasında bir sır olarak kalmış.document.currentScript.parentNode.insertBefore(s, document.currentScript);

Yorum Bırakınız