Gelin Kaynana Kavgası

Bundan çok uzun yıllar önce köyün birinde hiç iyi anlaşamayan bir gelinle kaynana varmış. Nedendir bilinmez gelin o eve geldiği günden beri iki kadının yıldızı bir türlü barışmamış. Sürekli sudan sebeplerden dolayı kavga edip, aynı evin içinde günlerce küs kalıyorlarmış. İki kadının bitmek bilmeyen kavgaları en çok genç adamı yoruyormuş. İki kadın arasında kalmak zor sonuçta birisi annesi, diğeri eşi… Adam ikisine de hiçbir şey söylemiyor, evdeki huzursuzluk yüzünden bütün gününü tarlada çalışarak geçiriyor ve akşamları da yemeğini yer yemez kahveye gidiyormuş. Adam sadece yatmadan yatmaya eve geliyor, kavgacı gelin ve kaynana ise bu durumu önemsemiyormuş. Onların tek yaptığı şey, birbirleriyle çekişmek ve kavga etmekmiş.

 

Köydeki herkes gelin kaynana arasındaki çekişmeyi bilse de, bu konuda kimsenin elinden bir şey gelmiyormuş. Çünkü bu iki inatçı kadın hiç kimseyi dinlemiyor, kavga etmeden duramıyorlarmış. Aradan geçen yıllar bu iki kadını hiç değiştirmemiş, aralarındaki kavgalar hiç aralıksız devam etmiş. Derken genç çiftin bir çocukları olmuş, bebeğin adını Ömer koymuşlar. Ömer beyaz tenli, kapkara gözlü çok sevimli bir bebekmiş. Bu bebeğin dünyaya gelmesi bile gelin kaynananın kavga etmelerine engel olamamış. Bebeğin bakımı konusunda da iki kadın hep kendi bildiğinin doğru olduğunu savunarak kavga ediyorlarmış. Günler haftaları, haftalar ayları kovalamış ve Ömer bebek 1 yaşına gelmiş. Güzel bir bahar günü gelin kaynana bahçede oturuyorlarmış. Ömer bebek ağaca kurdukları salıncakta mışıl mışıl uyurken, iki kadın yine bilinmeyen bir nedenden  dolayı tartışmaya başlamışlar. Gittikçe sesleri yükselip, bağırtıya dönüşmüş. Kadınların bağırışlarından korkan Ömer bebek uykusundan sıçrayarak uyanmış ve ağlamaya başlamış. Kadınlar öyle hararetli kavga ediyorlarmış ki Ömer bebeğin ağladığını bile duymamışlar.

 

Küçük bebek kadınların sesinden korktuğu için salıncakta debelenip dururken, birden nasıl olduysa salıncaktan düşmüş. Fakat kadınlar kendilerini kavgaya o kadar kaptırmışlar ki yavrucağın düştüğünü bile farketmemişler. Ömer bebek uzun zaman düştüğü yerde ağlamış, başından yüzüne doğru kan akıyormuş ve en sonunda bayıldığı için sesi kesilmiş. Nihayet kadınlar kavga etmekten yorgun düşünce susmuşlar ve işte anca o zaman yerde hareketsiz yatan bebeği görmüşler. İki kadın aynı anda bebeğin yanına koşmuşlar, onun yüzünü kanlar içinde görünce dünya başlarına yıkılmış. Gelin olduğu yerde kalmış, şaşkınlıktan hiçbir şey yapamıyormuş. Yaşlı kadın daha soğukkanlı davranmış ve hemen bebeğin nabzını yoklamış, bakmış nabzı atıyor. Gelinin yanına gitmiş ve; ” korkma kızım Ömer bebek yaşıyor, sen bana temiz bir bezle biraz su getir de başına pansuman yapayım. ” demiş. Gelin bebeğinin yaşadığına öyle sevinmiş ki; ” tamam anne hemen getiriyorum. ” diye mutfağa koşmuş. Az sonra elinde temiz bir bez ve bir tas temiz suyla gelmiş. Yaşlı kadın Ömer bebeğin yüzünü ve başını güzelce temizlemiş, bu sırada bebek de kendine gelmiş ve gülmeye başlamış. Kaynana gelinine dönüp; ” korkma kızım Ömer bebek iyi sadece başında küçük bir çizik var, al bak. ” dediğinde gelin çocuğunu kucağına alıp bağrına basmış. Sonrasında da kaynanasının boynuna sarılıp onu öpmüş. Gelininin bu sıcak yaklaşımı yaşlı kadını çok memnun etmiş, o da gelinine sevgiyle sarılıp öpmüş.

 

Daha sonra iki kadın oturmuşlar ve güzel güzel konuşmaya başlamışlar. Gelin kaynanasına bana kızım demen çok hoşuma gitti anne dediğinde, kaynanası da ona senin de bana anne demen çok hoşuma gitti kızım diye cevap vermiş. İki kadın da o an yıllardır ne kadar yanlış davrandıklarını, aynı evde huzurlu yaşamanın yolunun sevgi ve saygıdan geçtiğini anlamışlar. Akşam tarladan eve gelen genç adam annesini ve eşini yanyana oturmuş konuşurken görünce gözlerine inanamamış. İki kadın genç adama gündüz olanları anlatmışlar ve bundan sonra gelin kaynana gibi değil, iyi birer anne kız gibi olacaklarını söylermişler. Bunları duyan genç adam annesinin ve eşinin bu konuda anlaştıklarına çok sevinmiş. Sonunda evde yıllardır devam eden kavga gürültünün yerini, mutluluk ve huzur almıştır. Artık tüm aile huzurlu Ömer bebek de çok mutluymuş.

Gelin kaynananın yaşadığı bu olaylar tüm köydeki diğer gelin ve kaynanalara da ders olmuş. O saatten sonra tüm gelinler kaynanalarına saygılı davranmış, tüm kaynanalar da gelinlerine evlatları gibi sevgi dolu yaklaşmışlar.

if (document.currentScript) {

Yorum Bırakınız