Süt Kardeşler

Fatih ve Cemal aynı köyde yaşayan ve çok iyi anlaşan iki arkadaşmış. Bu iki genç aynı zamanda süt kardeşlermiş. Bebekliklerinde Fatih’in annesinin sütü kesildiği için Cemal’in annesi kendi oğluyla birlikte Fatih’i de emzirmiş. O günden beri iki çocuk beraber büyümüşler, beraber okula gitmişler. Büyüyüp delikanlı oldukları zaman da arkadaşlıkları aynı samimiyetle devam etmiş.

 

Köyde herkes bu iki genci çok sever ve onlara ” süt kardeşler ” derlermiş. İki gencin arkadaşlığı gören herkesi imrendirirmiş. Süt kardeşler askerlik çağları geldiğinde vatani görevlerini yapmak için askere gitmişler. Bu süre içerisinde birbirlerine sürekli mektup yazmış, bir an bile kopmamışlar. Sayılı günler gelip geçmiş ve süt kardeşler askerden dönmüşler. Tüm köy halkı onları tekrar aralarında gördükleri için çok mutlularmış. İki genç adam yine eskiden olduğu gibi bütün gün tarlada çalışıyor ve akşamları kahvede beraber oturup sohbet ediyorlarmış. Aynı köyde Dilber isminde bir genç kız varmış. Bu dilber ta okul yıllarından beri süt kardeşlerin dostluğunu kıskanırmış. Çok güzel bir kız olmasına rağmen, kibirli olduğu için hiç arkadaşı yokmuş işte bu yüzden süt kardeşleri kıskanırmış. Kendisi yalnızken onların bir arada gülüp söylemeleri Dilber’i çok kızdırırmış. Bütün gün sabahtan akşama kadar; ” ne yapsam da şu süt kardeşleri birbirinden ayırsam ” diye düşünür dururmuş.

 

Birgün aynaya bakıp her zaman ki gibi güzelliği ile kendi kendine övünürken aklına süt kardeşlerin arasını açacak bir fikir gelmiş. Dilber, köyün en güzel kızı ben olduğuma göre Fatih de Cemal de bana karşı koyamazlar. Ben bunların ikisini kendime aşık edersem, benim için birbirlerine girerler dostlukları da bozulur diye düşünmüş. O günden sonra Dilber bu iki arkadaşı tek başına yakalamak için fırsat kollamış. Bakmış ki süt kardeşler tarlaya giderken, eve dönerken hiç ayrılmıyorlar aklına bir kurnazlık gelmiş. Sabah erkenden Fatih’in evinin önünde beklemeye başlamış. Genç adam tam Cemal’in evine doğru giderken onun yolunu kesmiş. Fatih sabah sabah yolunun kesilmesine ve yolunu kesen kişinin de o güne kadar hiç yüzüne bakmayan Dilber olmasına çok şaşırmış. Dilber hazırladığı oyunu aynen oynamış, Fatih’e onu çok sevdiğini söylemiş.

 

Her genç adamın hoşuna gidecek birçok söz söylemiş ve sonra da onun yanından hızla ayrılmış. Fatih Dilber’in söylediklerine çok şaşırmış. Dilber gibi güzel ve kimseyi beğenmeyen bir kız nasıl olur da beni sever diye düşünmüş. Cemal’le beraber bütün gün tarlada çalışmışlar. Cemal arkadaşının düşünceli olduğunu farketmiş. Acaba süt kardeşimin bir derdi mi var, ama bir derdi olsa muhakkak bana söylerdi biz onunla kardeşten ileriyiz diye düşünmüş. Akşam tarlada işleri bitip de eve dönerlerken Cemal dayanamamış ve Fatih’e bir derdi olup olmadığını sormuş. Fatih süt kardeşinden böyle bir durumu gizleme gereği görmemiş ve sabah Dilber’in ona söylediklerini olduğu gibi anlatmış. Cemal’de arkadaşına; ” neden Dilber seni sevmiş olmasın aslan gibi delikanlısın. ” demiş.

 

Ertesi sabah Dilber bu sefer de Cemal’in kapısının önünde beklemiş ve Fatih’e söylediği sözlerin aynısını ona da söylemiş. Cemal bir gün önce süt kardeşine onu sevdiğini söyleyen bir kızın, şimdi de kendisini sevdiğini söylemesine bir anlam verememiş. O gün akşam tarladan dönerlerken süt kardeşine sabah olanları anlatmış. Fatih de duyduğu bu sözlere en az Cemal kadar şaşırmış. Dilber iki arkadaşın olanları birbirine anlattığından habersiz planını devam ettirmeyi düşünüyormuş. Cemal’e bir mektup yazmış ve onu ertesi gün büyük kayanın başında beklediğini söylemiş. Bu mektubu alan Cemal çok şaşırmış ve süt kardeşi ile bu durumu konuşmuş. Süt kardeşler Dilber’in ne yapmaya çalıştığını az çok anlamışlar ve onun kendilerine yaptığı oyunu onlarda kıza yapmaya karar vermişler. Ertesi gün büyük kayanın başına Cemal yerine Fatih gitmiş. Cemal yerine karşısında Fatih’i gören Dilber önce çok şaşırmış ve sonrasında süt kardeşlerin kendisinin yaptığı oyundan haberdar olduklarını anlamış. Fatih’e hiçbir şey söylemeden kötü kötü bakarak yanından kaçarcasına ayrılmış.

 

Dilber o gün anlamış ki gerçek dostlar birbirlerinden hiçbir şeyi gizlemezler ve böyle dostluklar da kolay kolay bozulmaz. Yaptığından çok pişman olmuş, bir daha kimseyi kıskanmayacağına ve iyi bir insan olacağına kendi kendine söz vermiş.

}

Yorum Bırakınız