İyi Kalpli Mine’nin Hayali

MİNE’NİN HAYVAN SEVGİSİ

Bir varmış bir yokmuş… Uzak mı uzak diyarların birinde, büyük bahçesi olan bir evde Mine adında kendi küçük ama hayalleri çok büyük olan bir kız yaşarmış. Bu kızın uzun sarı saçları ve koskocaman masmavi gözleri varmış. Mine’nin evinin bahçesinde ise bir sürü hayvan yaşarmış. Bu hayvanların hepsi Mine’nin ailesinin hayvanlarıymış. Mine bütün hayvanların isimleri bilirmiş, hepsi ile tek tek ilgilenirmiş. Mine hayvanları çok sevdiği için büyüdüğünde veteriner olmak istiyormuş. Veteriner olduğunda çok sevdiği hayvanlar ile ilgilenmeye devam edebilirmiş. Ayrıca hasta olan hayvanları da iyileştirebilirmiş. Mine’nin ailesi ile birlikte yaşadığı küçük köyde hayvanlar hastalanınca onları tedavi edebilen hiç kimse yokmuş. Mine, bu sebeple okumak ve veteriner olarak köyüne gelip hayvanları tedavi etmek istiyormuş.

Mine’nin birçok hayvanı varmış ve hepsinin bakımı ile Mine kendisi ilgilenirmiş. Mesela kartopu adından beyaz mı beyaz tombul bir kedisi varmış. Mine bu kedi ile oyun oynamayı çok severmiş. Fıstık ve çakmak adından iki tane de köpeği varmış. Ayrıca bir sürü kuşu, koyunu, bir tane ineği ve atı bile varmış. Mine sabah uyandığı gibi hayvanlar ile ilgilenmeye başlar, bütün gününü onlarla geçirmekten büyük mutluluk duyarmış.

Mine yaşadığı evde ve köyde o kadar mutluymuş ki… Sabah horozların sesi ile güne başlamak ona büyük bir keyif veriyormuş. Hemen kalkıp elini yüzünü yıkayıp annesinin hazırladığı kahvaltı masasına otururmuş. Kahvaltıda neler yokmuş ki… Mine bir bardak süt, bir tane yumurta, tereyağı, bal, pekmez, peynir ve zeytin yiyerek güzel bir kahvaltı yaparmış her sabah. Çünkü Mine bütün gün koşturan bir kız olduğu için enerjiye ihtiyacı varmış ve bu kahvaltı ile sabah büyük bir enerji depoluyormuş.

Mine kahvaltısını bitirdiği gibi kendisini bahçeye atarmış. Hemen kedisinin, köpeğinin, kuşlarının, ineğinin ve atının da yemeklerini verirmiş. Onların da karnını doyurduktan sonra annesine ve babasına yardım eder, kendisine verilen işleri en güzel şekilde yaparmış. Ardından bahçede kedisi ve köpeği ile oynar, ilerleyen saatlerde de atına binip gezermiş.

Günlerden bir gün Mine’nin amcasının kızı olan Ayşegül, Mine’lerin evine gelmiş. Ayşegül, Mine gibi köyde değil şehirde yaşıyormuş. Ayşegül Mine’lerin evine geldiğinde, etrafta gördüğü hayvanlar karşısında çok şaşırmış. Ayşegül bu hayvanların çoğunu bilmiyormuş. Mine Ayşegül’ü yanına alarak ona bütün hayvanları tanıtmış. Hepsinin isimleri de öğretmiş. Onları neler ile beslediğini, onlarla nasıl oyunlar oynadığını da Ayşegül’e göstermiş.

Ayşegül, ertesi gün Mine ile birlikte kalkmış ve Mine’nin yaptığı gibi güzel bir kahvaltı yapmış. Ardından Mine’nin hayvanlarının yemeklerini birlikte vermişler. Ayşegül, hayvanların yemeği nasıl büyük biri iştahla yediğini görünce çok sevinmiş. Daha önce hiçbir hayvanı beslememiş çünkü.

mine-hayvan-sevgisi

Hayvanların karnı doyduğunda Mine hayvanlar ile nasıl oyunlar oynaması gerektiğini öğretmiş Ayşegül’e. Birlikte hoplayıp zıplayarak, gülüşerek o kadar güzel bir gün geçirmişler ki. Ayşegül gece yatağa yattığında yorgunluktan hemen uyuyakalmış. Rüyasında onun da bir sürü hayvanı varmış.

Ertesi gün Ayşegül, Mine sayesinde atlara binmesini de öğrenmiş. Onları nasıl beslemesi gerektiğini de öğrendiğinde artık at binmek için sürekli olarak Mine’nin yanına geleceğinin sözünü vermiş.

Günler günleri kovalamış derken, Ayşegül’ün gitme vakti gelmiş. Ayşegül köye o kadar alışmış ki buradan gitmeyi hiç ama hiç istemiyormuş. Mine ile ayrılayacağı için de çok üzülüyormuş. Mine de arkadaşının gideceği yerde hiç hayvanı olmadığını öğrenince haline çok üzülmüş. Ama aklına çok güzel bir fikir vermiş ve hemen bu fikri Ayşegül ile paylaşmış.

Mine: ‘Ayşegül, eve gittiğinde annene ve babana balkona çiçekler ekmesini söyleyebilirsin. Bir de kendine bakmak istediğin bir hayvan alıp onu balkonda bakabilirsin.’

Bu fikir Ayşegül’ün çok hoşuna gitmiş. Bunun üzerine Ayşegül de Mine’ye söz vermiş:

Ayşegül: ‘Mine, sen bana hayvanları öğrettin ve sevdirdin. Ben de sana söz veriyorum. Ben de büyüdüğümde senin gibi veteriner olacağım ve birçok hasta hayvanın hayatını kurtaracağım.’

Bunun üzerine iki küçük kız da ileride veteriner olarak hayvanların hayatını kurtarmak için birbirlerine söz vermişler.

Peki, siz büyüdüğünüzde veteriner olmak ister misiniz çocuklar?

Bir Yorum

  1. nazar
    Çok güzel masal benim kızım hep veteriner olmak istedi bunu okuyunca çok da hoşuna gitti Teşekkür ederim böyle güzel masal yazdınız için
    13/12/2020 at 00:18

Yorum Bırakınız