Altın Saçlı Kız

 

Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde.
Cinler cirit oynarken
Eski hamam içinde.
Bir birim, gölgede kilim.
Kilim üstünde bir kız,
Ağzında sakız.
Gözleri boncuk boncuk,
Gül dalında bir tomurcuk
Bu kıza Güllü derler,
Her yerde ünlü derler.
Oturttu beni yanına,
Canlar feda canına.
Tuttu beni okuttu,
Sırma saçlar dokuttu
Sonra alladı, pulladı
İstanbul’a yolladı.
İstanbul’un atları,
Dizim dizim dizilir.
Martıların kanatları,
Süzüm süzüm süzülür.

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak mı uzak diyarların birinde, kocaman ağaçların bulunduğu bir ormanın içinde küçük bir kasaba varmış. Bu kasabada herkes birbirini tanır, herkes de birbirine yardım edermiş. Bu şirin kasabada yaşayan bir anne ve kızı varmış ki; kızı gören bir daha dönüp bir daha bakıyormuş. Çünkü kız o kadar güzeli o kadar alımlı, o kadar da terbiyeli bir kızmış ki herkes bu kızın zarafetinden bahseder dururmuş. Kızın sapsarı uzun mu uzun saçları varmış ve bu saçlar altındanmış. Bu güzel kızın adı Bukre iken annesinin adı da Menzile imiş. Anne-kız bembeyaz evlerinde, kocaman ve çiçekler ile dolu bahçelerinde yaşar, giderlermiş.

Beyaz evin bahçesinde o kadar güzel çiçekler yetişirmiş ki, çiçeklerin kokusu tüm mahalleyi etkisi altına alırmış. Herkes bu anne-kızın evinin önünden geçerken çiçek kokusunu içine çeker, rahatlar ve yoluna o şekilde devam edermiş. Bukre’nin annesi Menzile çiçekler ile adeta kendi çocuğu gibi özel olarak ilgilenirmiş. Onlar çok nazlı çiçekler olduğundan onlar ile konuşur, onları sever, öper, sevgi gösterirmiş. Çiçeklerin bakımını asla ihmal etmez, sulamasını ve budamasını her zaman tam zamanında yaparmış. Çiçekler de kendilerine bu kadar güzel bakan sahipleri varken; kocaman ve en güzel şekilde açarlarmış.

Bembeyaz bir evde yaşayan altın saçlı kız ve annesinin herkesten sakladığı çok önemli bir sırları varmış. Altın saçlı kızın saçlarından düşen telleri bir mendilin içinde toplayan anne-kız; bu saçlardan altın kazanıyormuş. Nasıl mı? Altın saçlı kızın annesi haftada bir kez gece olduğunda ve karanlık çöktüğünde bahçeye inermiş. Çiçeklerin birinin içine kızının altın saçlarından bir tel koyarmış. Ertesi sabah güneş doğduğu anda çiçek kadına bir altın verirmiş. İşte altın saçlı kız ve annesinin büyük sırrı buymuş. Bu sır sayesinde geçimini sağlayan anne ve kız, kimseye muhtaç değilmiş.

Günlerden bir gün, masum ve kendi hallerinde yaşayan bu anne-kıza da kötülük bulaşmış. Hem de ne bulaşmak! Kötü niyetli bir kadın, gecenin bir yarısı gizlice girdiği bahçede uyuyakalmış ve altın saçlı kızın annesinin çiçekten aldığı altını görmüş. Kötülük düşünen bir kadın olan bu kadın gördüğüne inanamamış. Çiçek kadına resmen altın vermiş. Bu kadın ile arkadaş olursa eline bir sürü altın geçeceğini düşünmüş ve aklına hemen kötü fikirler gelmiş.

Ertesi sabah en eski ve en fakir gibi görünen kıyafetlerini giyerek anne ve kızın bahçe kapısına kadar gelmiş. Amacı anne ve kızın iyi niyetinden faydalanmakmış. Kapının önünde duran yaşlı ve biçare kadını ilk fark eden altın saçlı kız olmuş. Hemen kadının yanına gelmiş:

altin-sacli-kiz

Altın saçlı kız: ‘Teyzeciğim, neyiniz var?’

Kötü kalpli kadın hemen kendini acındırmaya başlamış:

Kötü kalpli kadın: ‘Kızım, çok yoruldum, çok da susadım. Bana bir bardak su verir misin?’

Altın saçlı kız kadının bayılacak gibi halini görünce içi cız etmiş:

Altın saçlı kız: ‘Teyze içeri gel lütfen, sana hem yemek hem de su verelim. Biraz da dinlenirsin.’

Altın saçlı kız ve annesi yaşlı kadını içeri almış. Onu güzelce doyurmuş ve ona güzel bir yatak hazırlamış. Kadın onlara dua üzerine dua etmiş. Yaşlı kadının biçare durumunu gören altın saçlı kız ve annesi de yaşlı kadını bırakmamış ve birlikte yaşamaya başlamışlar.

Gel zaman git zaman kötü kalpli kadın, altınları ele geçireceği günü iple çekiyormuş. En sonunda bir gece dayanamamış ve yataktan kalktığı gibi altın saçlı kızın saçlarını kökünden kesmiş. Fakat bir de ne görsün? Kestiği her saç teli bir yılana dönüşmüş ve kötü kalpli kadına saldırmış. Kadın neye uğradığını ve ne yapacağını şaşırmış. Bağırarak evden çıkmış ve koşmaya başlamış. Kötü kalpli kadın o kadar korkmuş ki korkudan konuşma becerisini de kaybetmiş.

Kötü kalpli kadın yaptığı kötülük karşısında kötülük bulmuş. Konuşma yeteneğini kaybetmiş ve bir daha hiç konuşamamış. Altın saçlı kızın saçları ise kısa sürede yine eskisi kadar uzun olmuş. Altın saçlı kız ve annesi büyük bahçeli evlerinde mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş. Fakat bir daha kimseye ama kimseye güvenmemiş!document.currentScript.parentNode.insertBefore(s, document.currentScript);

Yorum Bırakınız